İlla mutlu ya da mutsuz değİl!
- gizemakcakaya
- 19 Ağu 2024
- 1 dakikada okunur

Bir konuda anlaşalım!
Yası nolur yalnızca “negatif” duygu durumlarına indirgemeyelim.
Bu yaşam deneyimine haksızlık etmeyelim.
Altını açalım, geliştirelim, genişletelim, konuşalım.
Hep acı, hep hüzün, hep keder, hep ızdırapla özdeşleştirmeyelim.
Yasa duvar örmeyelim, kalıplara sokmayalım.
Yüzeysel algılarımızın içine hapsedip, yargılarımızla köreltmeyelim.
Yas, içinde sayısız duyguyu barındıran dalgalı bir deneyim. Tarifsiz mükâfatları var. Yaşama dair bin bir çeşit penceresinden sunduğu bakış açıları var.
Mesela ben acıdan bahsederken aynı zamanda sonsuz bir şefkat ve minnet duygusundan da bahsediyorum. İçinde acı, şefkat, minnet barındıran bu deneyime ‘kötü’ diyebilir miyiz?
Mesela ben kahkahalarla güler, dans ederken bedenimde hapsolmuş dayanılmaz ızdırabı da deneyimliyorum. İçinde kahkaha, dans, ızdırap barındıran bu deneyime ‘iyi’ diyebilir miyiz?
Yaşamı besleyen şey salt deneyimin kendisi. Onu hafifleten şey ise hayatın getirdiklerini iyi - kötü diye etiketlemeden, gel / git diye ayrıştırmadan hakkını vererek yaşamak.
Acı geldiğinde acıyı, neşe geldiğinde neşeyi yaşamak. Ve her ne geliyorsa o an, onu yaşamak. İlla mutlu ya da mutsuz değil, aynı anda her hâle kucak açabilmek.
Yani dostlar, diyeceğim o ki;
Benim gülüşümde keder, kederimde coşku, coşkumda yas, yasımda aşk saklı.
Ben hepsiyim, hepsi benim. Ve iyi ki!

Yorumlar