Kendİnİ Yenİden Hİkayeleştİrme Gücün
- gizemakcakaya
- 17 Ağu 2024
- 1 dakikada okunur
Yas, dallı budaklı bir meseledir. İşlemesi zaman değil, bir yaşam alır. Bir kez sindirilecek bir konu değil, her deneyimi öğütmeye gönüllü olunacak bir tercihtir.
Meşakkatli ve zahmetlidir.
Bu sebeple oldukça anlaşılır ki;
ölümle gelen yasın ardından genellikle,
daha fazla çalışarak oyalanılır.
Zihni devreye sokarak çeşitli manipülasyon ve bahanelerle üzeri kapatılır.
Dünyeviliğin ve gündelik hayat meşgalelerinin akıntısıyla bir sonbahar yaprağı gibi savrulmak yeğlenir.
Oldukça anlaşılır ki;
insanın - zaten - bunca acının üzerine, şapkasını önüne koyup masaya bir de yasın dallarını budaklarını yatırması zordur.
Çünkü kişi aslında bilir ki tüm bu sorgulamalar;
sıkı sıkıya tutunduğu ve yaşantım dediği süregelen düzenini altüst edebilir.
Zor güç alışmış olduğu mesleğinden, işinden, ilişkilerinden edebilir.
Her ay bankasına yatan maaşından edebilir.
Konfor alanından çıkıp, kendini yıkıp üzerinden geçip, yeniden başlamaya dayanılmaz bir çağrıyı beraberinde getirebilir.
Oldukça anlaşılır ki, bu yalnızca cesaret değil epeyce de bir delilik gerektirir.
İşte tam da bu;
sana - şimdilik varsaydığımız - bir kez verilmiş bu ömrünün en kıymetli mükâfatıdır.
Yas; tam olarak kimin yazdığını anlayamadan oynadığın bu hayatı kendi kaleminden yeniden ve yeniden yazma şansını verir.
Üstelik daha önceden bildiğin gibi tek bir sayfa değil, her istediğinde kullanabileceğin bir sürü boş sayfa…
📝
Çünkü yasın acısı,
- senin de gördüğün bu ısdırap dolu hayatta - tümüyle ve sürekli dönüşmeye mecbur bırakacak kadar rahatsız edicidir.
Yasın mükâfatı, önünde duran bomboş sayfalara bakıp, kendini yeniden hikayeleştirme gücündedir.
İşte ebedi mutluluk;
acı ile bir kez yoğrulmuş bu kişinin, içindeki dönüşüm gücünü fark ettiği dönüm noktasında keşfedilir.
Henüz alıp verebiliyor olduğu nefese kadar mütevazileştirilebilir.
Ve tek bir nefesi bile kendisine ait olmayan bir tercihe feda edilemeyeceğinin asil duruşunda gizlenir.



Yorumlar